Dünyayı algılamada ve açıklamada iki farklı bakış açısı olan oryantalizm ve oksidentalizm kavramlarında, öz itibariyle, Doğu, merkezi bir önem taşımaktadır. Bir taraftan Batı’nın bakış açısıyla Doğu bilgisi sunan oryantalizm yani şarkiyatçılık; diğer taraftan ise Doğu’nun bakış açısıyla Batı bilgisi sunan oksidentalizm yani garbiyatcılık. 700 yıllık bir geçmişe sahip oryantalizme karşın oksidentalizmin, gerek tarihi gelişim çizgisi açısından gerekse de Batı’ya yönelik fikirler, imajlar, kavramlar üretebilecek kurumsal bir yapıya sahip olmaması açısından oryantalizmi tam olarak karşıladığı söylenemez. Henüz yeni yeni kullanılmaya başlanan bir kavram olarak oksidentalizm, Doğu’nun kendisini ve dünyayı, Batılı olmayan bir görüşle anlaması ve ifade etmesi; Batı’nın Doğu’yu bizzat Doğulular aracılığı ile tanıması olarak tanımlanabilir.
Oksidentalizm, fikir düzeyinden eyleme geçmelidir. Bunun için ise bu düşüncenin sistematik hale getirilerek kurumsallaştırılması gerekmektedir. İşte bu noktada en önemli görev akademilere düşmektedir. Akademilerde kurulacak araştırma merkezleri, diğer kurumları yönlendirmekte merkezi bir rol oynayabilir. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi bünyesinde kurulan Oksidentalizm Araştırma ve Uygulama Merkezi böylesi bir amacı hayata geçirme gayesindedir. Merkez, oksidentalizm düşüncesinin sistemleştirilmesi ve kurumsallaştırılması açısından dünyada ilk örnek olması sebebiyle oldukça zorlu bir yolculuğa çıkmış olmanın bilincine sahip olmakla birlikte, bu yolculuğun nihayetinin başarıya ulaşacağı azmi ve inancı ile de bezenmiş durumdadır.